Ç-D İLE BAŞLAYAN ATASÖZLERİ
Ç Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme: Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. (erinmek: Üşenmek.)
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz: Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
Çam sakızı çoban armağanı: Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar: Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
Çanakta balın olsun, Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir: Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
Çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz): Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
Çay kuşu, çay taşı ile vurulur: Her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.
Çekişilmeyince pekişilmez: Düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz.
Çıkmadık candan umut kesilmez: Elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse gereken çabayı harcayarak onun elimizde kalmasını sağlayabileceğimizi umabiliriz.
Çıngıraklı deve kaybolmaz: Nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.
Çıra dibi karanlık olur: Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak: Kullar Tanrı’dan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrı’dır.
Çiğnemeden yutulmaz: En kolay bir iş dahi emek gerektirir.
Çivi çıkar ama yeri kalır: Gönül yarası kapansa da unutulmaz.
Çivi çiviyi söker: Güçlü bir şey, kendisi güçlü olan başka bir şeyle veya durumla etkisiz bırakılır.
Çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt, köremez) çıkarır: Kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
Çobanın yağı çok olursa çarığına sürer: Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Çobansız koyunu kurt kapar: Yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
Çocuğa iş, ardına sen düş: Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğu işe sal, ardınca sen var: Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz: Küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz.
Çocuğun yediği helal, giydiği haram: Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir ancak hor kullanacağı ve kısa zamanda da küçüleceği için pahalı giysiler giydirilmesi doğru değildir.
Çocuk düşe kalka büyür: Çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir.
Çocuktan al haberi: Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz.
Çoğu zarar, azı karar: Hiçbir zaman aşırıya kaçılmamalıdır.
Çok bilen (söyleyen) çok yanılır: Çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.
Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarılamaz.
Çok gezen çok bilir: Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: Gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bilgiler elde ederek yerine döner.
Çok havlayan köpek ısırmaz: Karşısındakini bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse eylemli bir saldırıda bulunmaz.
Çok koşan çabuk (çok, tez) yorulur: Sürekli çalışabilmek ve sonuç elde edebilmek için harcanan çabanın yormayacak ölçüde olması gerekir.
Çok naz âşık usandırır: Başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir.
Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin: Yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekledikleri verimi alamadıkları gibi onları da arsız ederler; yiyecek ve para bakımından da sıkıntıya düşürenler onları hırsızlığa itmiş olurlar.
Çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz: Bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.
Çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir: Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çömlekçi suyu saksıdan içer: Kişi, geçimini sanatı ile sağlar.
Çürük tahta çivi (mıh) tutmaz: Aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne kadar uğraşsanız da işe yarar duruma getiremezsiniz.
ÇÖZÜM İLE İLGİLİ SÖZLER
Problemleri, onları üretenlerle çözemezsiniz. Önce onlardan uzaklaşın.
İmkansız demek, henüz bir çözüm bulamadınız demektir.
Karşı karşıya kaldığınız problemleri mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz, zira onlar mevcut düşünce yapınızın ürünleridir.
En iyi yolu bulmak, en kötüsünü bulmaktan çok daha kolaydır.
İnsanlara nasıl yapmaları gerektiğini değil, neyin yapılması gerektiğini söyleyiniz. Göreceksiniz, bulacakları çözümlerle sizi bile şaşırtacaklardır.
Her problemin çözümü, çözülmemiş yeni problemler doğurur.
ÇOCUK İLE İLGİLİ SÖZLER
Hayatını eğlenerek yaşamak istiyorsan, kalbini hep çocuk tut.
Kıyaslama sevgisizliktir; kıyaslanan çocuğun ruhu zehirlenir.
Terbiye ana kucağında başlar; her söylenilen kelime, çocuğun şahsiyetine konan bir tuğladır.
Hiç bir baba çocuğuna güzel bir terbiyeden daha iyi bir miras bırakamaz.
Anne kolları şefkatten yorulmamıştır, çocuklar orada derin derin uyurlar.
Babaların erdemleri, çocukların servetidir.
Çocuğa küçük şeylerden zevk almasını öğreten, ona büyük bir servet bırakmış olur.
Çocuklarınızın göz yaşını koruyun ki, mezarınızın üstünde akıtacak gözyaşı kalsın.
Çocuk oyunla güler, haykırır, sıçrar, eğlenir ve alışkanlıklar kazanır. Oyun sağlık ve mutluluğun düzenidir. Oyundan mahrum olan çocuk sudan mahrum olmuş çiçek gibi sararıp solar.
Ne hastalıklı bir fikir adamının ne de akılsız bir pehlivanın kıymeti vardır. İyi düşünen, sıkı çalışan, becerikli, disiplinli ve sıhhatli nesiller yetiştirmeliyiz.
Çocuklar en başta anne ve babalarını koşulsuz severler. Bir zaman sonra onları yargılamaya başlarlar. Nadiren onları affederler.
Kucaklanan ve öpülen çocuk, kendisine hiçbir şey söylenmese dahi, sevildiğini, değer verildiğini bilmekte ve hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı gelişmektedir.
Dünyada mutsuz çocuklar olduğu sürece bütün icatlar ve ilerlemeler hiçtir.
Çocuklarımıza, sigara ve alkole karşı olan direncimizle örnek olmalıyız.
Bir çocukla uğraşırken iki duygu içinde ol; çocuk olduğu için sevgi, yarın büyüyeceği için saygı.
Her çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir.
Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunu düşünerek ona göre çalışınız.
Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.
Öldüğün zaman, çocuğunun sayesinde yeniden hayat bulursun.
Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur. Işıyacaksın! Ölüme saniyeler kalmış olsa bile...
Çocuklarınıza çok değerli birer hazineymiş gibi bakın, onları ve kendinizi onurlandırın.
Çocuğa mümkün olduğu kadar az şey söylemeli fakat çok şey keşfettirilmelidir.
Bir baba, kendi mutluluğundan çok, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur.
Çocuklar, fakirlerin servetidir.
Çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük hediyeler, sorumluluk ve bağımsızlığın kanatlarıdır.
ÇIKARCILIK İLE İLGİLİ SÖZLER
Unutma, insanların çıkarları değiştiğinde zihniyetleri ve davranışları çabuk değişir.
Çoğunlukla; insanın kendisinin değil, iyi günlerinin dostları vardır.
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
ÇEVRE İLE İLGİLİ SÖZLER
Ormanı, öz malın gibi esirge. Harap edenlere kendi mülküne zarar vermiş gibi karşı koy. Sanıkları suçluları; jandarmaya, orman memuruna duyur. Bu yolda devletin, seninle olduğunu asla unutma!
Doğa ile hep savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, asıl o zaman kaybedeceğiz.
Suyun değeri, kuyu kuruyunca anlaşılır.
Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür.
Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.
Çevre, çevrecilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.
Doğa dilsiz değil, insan sağır.
ÇALIŞKANLIK İLE İLGİLİ SÖZLER
Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!
Deha, çalışkanlıktadır.
İnsan kendi değerini, ancak çalışarak koruyabilir.
Başarılı insanlar, başarılmayacak sanılan şeylerin başarılacağına inananlardır.
Uğraşının kuvveti, bilimden ve çalışkanlıktan ibarettir.
Çalışkan olmakla yükümlüyüm ben. Eşit derecede çalışkan olan herkes, eşit derecede başarı kazanır.
ÇABALAMAK İLE İLGİLİ SÖZLER
Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin.
İnsanın kanadı, gayretidir.
Ne kadar çaba o kadar zenginlik.
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret!
Elde etmek mükafatını kazanamasam bile, o işte işe girişmiş olmak şerefine ererim.
Kazanmak her şey değildir, ama kazanmayı istemek her şeydir.
Elinizden geleni yapın. Hayatı bazen boşa harcıyor olsak dahi, uğraşmaya değer.
Sağır bir adamın kapısını ömür boyu çalsan ne fark eder ki?
Güçlü olmalısınız, kendi gücünüze inanmalı ama gerçekten güçlü olmak için çabalamalısınız.
D Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Dağ ardında olsun da, yer altında olmasın: Yaşasın da uzakta olsun.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir: Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.
Dağ başından duman eksik olmaz: Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.
Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz: Aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur: Ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar: Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.
Dağ, ovanın süt anasıdır: Ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır.
Dam dolusu tükenmiş, damlayan tükenmemiş: Az da olsa sürekli gelir, ne denli çok da olsa, giderek tükenen hazırı yemekten daha iyidir.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı: Yersiz ve saçma sözler karşısında söylenen bir söz.
Damdan düşen damdan düşenin hâlinden (hâlini) bilir: İyi bir durumdayken kötü duruma düşen kimse, başına aynı durum gelen kimsenin derdini iyi anlar.
Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış: Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.
Damlaya damlaya göl olur: Azar azar olagelen şeyler birikerek önemli bir niceliğe ulaşacağı için küçümsenmemelidir.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz: Kötü gereçle iyi iş görülemez.
Davetsiz gelen döşeksiz oturur: Çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir.
Davul dengi dengine diye çalar: Evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir: İşin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
Değirmenden gelenden poğaça umarlar: Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir.
Deli deliyi görünce çomağını (değneğini) saklar (gizler): Saldırgan kimse, kendisi gibi birine saldırmaktan çekinir.
Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun: Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
Delikli boncuk (taş) yerde kalmaz: Az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur.
Deliye taş atma, başını yarar: Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.
Demir ıslanmaz, deli uslanmaz: Her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir özelliği vardır.
Demir nemden, insan gamdan çürür: Nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.
Demir tavında dövülür: Her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.
Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz: Her denizde az çok dalga bulunduğu gibi her gönülde de bir sevda vardır.
Deniz kenarında dalga eksik olmaz: İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır.
Denizdeki balığın pazarı (pazarlığı) olmaz: Henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz.
Denize düşen yılana (yosuna) sarılır: Güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır.
Derdi veren devasını da verir: Her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.
Derdini söylemeyen (saklayan) derman bulamaz: İnsan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir.
Dereyi (çayı, ırmağı) geçerken at değiştirilmez: Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.
Dert, çekene göredir: Bir derdin ağırlığı, hafifliği ona uğrayan kimsenin etkilenme derecesiyle ölçülür.
Dert gider amma yeri boş kalmaz: İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir.
Dert gitmez, değişir: İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir.
Dervişin fikri ne ise zikri de odur: İnsan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendini alamaz.
Deve boynuz ararken kulaktan olmuş: Elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.
Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz: Gerekli niteliklerden yoksun olan kişi, biçimsel işler yapmakla kişiliğine değer kazandıramaz.
Deveden büyük fil var: Herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili biri mutlaka vardır.
Devenin derisi eşeğe yük olur: Zengin ne kadar fakir düşse de yoksula göre yine varlıklıdır.
Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez: Herkesin gözü önündeki bir olayı şöyle böyle yorumlarla gizlemeye çalışmak boşunadır.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur: Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.
Devlet adama ayağıyla gelmez: Zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çabalamakla elde edilir. (devlet: Talih.)
Devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır: Bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere yapıyorlar diye yorumlar. (devletli: Yüksek rütbeli kişi.)
Dibi görünmeyen sudan geçme: Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Dibi görünmeyen tastan su içme: Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Diken battığı yerden çıkar: Zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir.
Dikensiz gül olmaz: İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.
Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur: Kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez.
Dile gelen ele gelir: İnsanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o işi gerçekleştirirler.
Dilenci bir olsa şekerle beslenir: Yardım bekleyen bir tane olsa umduğundan aşırı şeyler verilerek sevindirilir ancak bunların sayısı çok olduğundan hepsine aynı cömertlik gösterilemez.
Dilencinin torbası dolmaz: Şundan bundan yardım dileyerek geçinmeye çalışanların istekleri bitmez.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim: Kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.
Dilin kemiği yok: İnsan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.
Dille düğümlenen, dişle çözülmez: Verdiği sözü yerine getirmeyen kişi, sebebi sorulduğu zaman kendini savunmakta zorlanır.
Dinsizin hakkından imansız gelir: Acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir.
Doğan anası olma, doğuran anası ol: Bir çocuk, annesinin değerini ancak kendisi de çocuk sahibi olduktan sonra anlar.
Doğru bilinmeyince eğri bilinmez: Doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her ikisini de bilmek, tanımak gerekir.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz.
Doğru söz acıdır: Eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.
Doğru söz yemin istemez: Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.
Doğruluk minarede kalmış onun da içi eğri: Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.
Dokuz at bir kazığa bağlanmaz: Bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.
Dost acı söyler: Yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.
Dost ağlatır, düşman güldürür: Dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir.
Dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme: Alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.
Dost başa, düşman ayağa bakar: İyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir.
Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur: Dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt.
Dost dostun ayıbını yüzüne söyler: Gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır: Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.
Dost (iyi dost) kara günde belli olur: Gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz.
Dostluk başka, alışveriş başka: İki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez.
Dostun attığı taş baş yarmaz: Dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez.
Duvarı nem, insanı gam yıkar: Nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz: Ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.
Dün öleni dün gömerler: Bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.
Dünya malı dünyada kalır: İnsan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez, bu nedenle gerek kendisi için gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır.
Dünya ölümlü, gün akşamlı: Hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur: Bu dünyada tasasız olan insan yoktur.
Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir: Birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez.
Düş uykudan sonra olur (gelir): Bir işin temeli gerçekleşmedikçe ayrıntılarına sıra gelmez.
Düşenin dostu olmaz: Varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
Düşmanın karınca ise de hor bakma: Düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.
Düşmez kalkmaz bir Allah: İnsanların talihsizliklere uğraması olağandır.
DERS ALMA İLE İLGİLİ SÖZLER
Her olayda öğrenilecek bir şey vardır; akıllı insan kendini suçlamak yerine, "bu olaydan ne öğrenebilirim?" diye düşünür.
Başkalarının hatalarından ders almaya çalışın, çünkü kimsenin ömrü, hatalar işleyecek kadar uzun değildir.
Yaşamın bana verdiği iki ders; çevreni gittikçe daralt, gereksiz kalabalıkların seni üzmesine izin verme.
Bir insan değişmeye başlamışsa, ya hayattan iyi bir ders almıştır, ya da çok acı çekmiştir.
Genellikle en büyük dersleri, en basit ve günlük olaylardan alırız.
Başkalarının acılarından, geçmiş felaketlerinden ders alanlar, gerçekten mutlu kişilerdir.
Geçmişi hatırlamayanlar onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.
DEĞİŞİKLİK İLE İLGİLİ SÖZLER
Tam bütün cevapları bulduğunu düşünürsün, sorular değişir.
Yolunu değiştirmeden gittiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur.
Bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir.
Değişiklik yapmakta başarılı olanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır.
Düşüncelerini tümden değiştir ve dünyan değişsin.
Eğitim, dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silahtır.
Yarının bugünden iyi olmasını istiyorsan şimdiden değişik bir şeyler yapmalısın
Tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.
Eğer bir şeyi beğenmiyorsan değiştir. Eğer onu değiştiremiyorsan bakış açını değiştir.
Açıklamak, değiştirmek için dünyayı; birlik, umut, kavga gerek insanlara.
DEĞER VERMEK İLE İLGİLİ SÖZLER
İyi ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir. Bu suretle birincisini iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin.
Hiç kimseye değerinden fazla değer verme ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin.
Sakın kendine verdiğin değeri sana vermeyenle arkadaş olma.
Dinlemek, karşıdakine "sen varsın, sana değer veriyorum" demenin en kestirme yoludur.
Dinlemek, çocuğunuza kendini değerli hissetmesini sağlayacak en önemli yöntemlerden biridir. O yüzden; çocuğunuza kulak verin, yüz değil!
Hayallerinizi aşağı gören insanlardan uzak durun. Küçük insanlar bunu her zaman yapar. Ama gerçekten büyük insanlar kendinizi de büyük hissettirirler ki bu da öyle olmanızı sağlar.
Bir çiçeğe fazla su verirsen çürür. Bir insana gereğinden fazla değer verirsen kudurur.
Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme: Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. (erinmek: Üşenmek.)
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz: Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
Çam sakızı çoban armağanı: Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar: Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
Çanakta balın olsun, Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir: Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
Çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz): Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
Çay kuşu, çay taşı ile vurulur: Her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.
Çekişilmeyince pekişilmez: Düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz.
Çıkmadık candan umut kesilmez: Elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse gereken çabayı harcayarak onun elimizde kalmasını sağlayabileceğimizi umabiliriz.
Çıngıraklı deve kaybolmaz: Nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.
Çıra dibi karanlık olur: Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak: Kullar Tanrı’dan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrı’dır.
Çiğnemeden yutulmaz: En kolay bir iş dahi emek gerektirir.
Çivi çıkar ama yeri kalır: Gönül yarası kapansa da unutulmaz.
Çivi çiviyi söker: Güçlü bir şey, kendisi güçlü olan başka bir şeyle veya durumla etkisiz bırakılır.
Çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt, köremez) çıkarır: Kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
Çobanın yağı çok olursa çarığına sürer: Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Çobansız koyunu kurt kapar: Yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
Çocuğa iş, ardına sen düş: Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğu işe sal, ardınca sen var: Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz: Küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz.
Çocuğun yediği helal, giydiği haram: Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir ancak hor kullanacağı ve kısa zamanda da küçüleceği için pahalı giysiler giydirilmesi doğru değildir.
Çocuk düşe kalka büyür: Çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir.
Çocuktan al haberi: Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz.
Çoğu zarar, azı karar: Hiçbir zaman aşırıya kaçılmamalıdır.
Çok bilen (söyleyen) çok yanılır: Çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.
Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarılamaz.
Çok gezen çok bilir: Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: Gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bilgiler elde ederek yerine döner.
Çok havlayan köpek ısırmaz: Karşısındakini bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse eylemli bir saldırıda bulunmaz.
Çok koşan çabuk (çok, tez) yorulur: Sürekli çalışabilmek ve sonuç elde edebilmek için harcanan çabanın yormayacak ölçüde olması gerekir.
Çok naz âşık usandırır: Başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir.
Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin: Yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekledikleri verimi alamadıkları gibi onları da arsız ederler; yiyecek ve para bakımından da sıkıntıya düşürenler onları hırsızlığa itmiş olurlar.
Çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz: Bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.
Çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir: Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çömlekçi suyu saksıdan içer: Kişi, geçimini sanatı ile sağlar.
Çürük tahta çivi (mıh) tutmaz: Aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne kadar uğraşsanız da işe yarar duruma getiremezsiniz.
ÇÖZÜM İLE İLGİLİ SÖZLER
Problemleri, onları üretenlerle çözemezsiniz. Önce onlardan uzaklaşın.
İmkansız demek, henüz bir çözüm bulamadınız demektir.
Karşı karşıya kaldığınız problemleri mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz, zira onlar mevcut düşünce yapınızın ürünleridir.
En iyi yolu bulmak, en kötüsünü bulmaktan çok daha kolaydır.
İnsanlara nasıl yapmaları gerektiğini değil, neyin yapılması gerektiğini söyleyiniz. Göreceksiniz, bulacakları çözümlerle sizi bile şaşırtacaklardır.
Her problemin çözümü, çözülmemiş yeni problemler doğurur.
ÇOCUK İLE İLGİLİ SÖZLER
Hayatını eğlenerek yaşamak istiyorsan, kalbini hep çocuk tut.
Kıyaslama sevgisizliktir; kıyaslanan çocuğun ruhu zehirlenir.
Terbiye ana kucağında başlar; her söylenilen kelime, çocuğun şahsiyetine konan bir tuğladır.
Hiç bir baba çocuğuna güzel bir terbiyeden daha iyi bir miras bırakamaz.
Anne kolları şefkatten yorulmamıştır, çocuklar orada derin derin uyurlar.
Babaların erdemleri, çocukların servetidir.
Çocuğa küçük şeylerden zevk almasını öğreten, ona büyük bir servet bırakmış olur.
Çocuklarınızın göz yaşını koruyun ki, mezarınızın üstünde akıtacak gözyaşı kalsın.
Çocuk oyunla güler, haykırır, sıçrar, eğlenir ve alışkanlıklar kazanır. Oyun sağlık ve mutluluğun düzenidir. Oyundan mahrum olan çocuk sudan mahrum olmuş çiçek gibi sararıp solar.
Ne hastalıklı bir fikir adamının ne de akılsız bir pehlivanın kıymeti vardır. İyi düşünen, sıkı çalışan, becerikli, disiplinli ve sıhhatli nesiller yetiştirmeliyiz.
Çocuklar en başta anne ve babalarını koşulsuz severler. Bir zaman sonra onları yargılamaya başlarlar. Nadiren onları affederler.
Kucaklanan ve öpülen çocuk, kendisine hiçbir şey söylenmese dahi, sevildiğini, değer verildiğini bilmekte ve hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı gelişmektedir.
Dünyada mutsuz çocuklar olduğu sürece bütün icatlar ve ilerlemeler hiçtir.
Çocuklarımıza, sigara ve alkole karşı olan direncimizle örnek olmalıyız.
Bir çocukla uğraşırken iki duygu içinde ol; çocuk olduğu için sevgi, yarın büyüyeceği için saygı.
Her çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir.
Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunu düşünerek ona göre çalışınız.
Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.
Öldüğün zaman, çocuğunun sayesinde yeniden hayat bulursun.
Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur. Işıyacaksın! Ölüme saniyeler kalmış olsa bile...
Çocuklarınıza çok değerli birer hazineymiş gibi bakın, onları ve kendinizi onurlandırın.
Çocuğa mümkün olduğu kadar az şey söylemeli fakat çok şey keşfettirilmelidir.
Bir baba, kendi mutluluğundan çok, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur.
Çocuklar, fakirlerin servetidir.
Çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük hediyeler, sorumluluk ve bağımsızlığın kanatlarıdır.
ÇIKARCILIK İLE İLGİLİ SÖZLER
Unutma, insanların çıkarları değiştiğinde zihniyetleri ve davranışları çabuk değişir.
Çoğunlukla; insanın kendisinin değil, iyi günlerinin dostları vardır.
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
ÇEVRE İLE İLGİLİ SÖZLER
Ormanı, öz malın gibi esirge. Harap edenlere kendi mülküne zarar vermiş gibi karşı koy. Sanıkları suçluları; jandarmaya, orman memuruna duyur. Bu yolda devletin, seninle olduğunu asla unutma!
Doğa ile hep savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, asıl o zaman kaybedeceğiz.
Suyun değeri, kuyu kuruyunca anlaşılır.
Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür.
Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.
Çevre, çevrecilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.
Doğa dilsiz değil, insan sağır.
ÇALIŞKANLIK İLE İLGİLİ SÖZLER
Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!
Deha, çalışkanlıktadır.
İnsan kendi değerini, ancak çalışarak koruyabilir.
Başarılı insanlar, başarılmayacak sanılan şeylerin başarılacağına inananlardır.
Uğraşının kuvveti, bilimden ve çalışkanlıktan ibarettir.
Çalışkan olmakla yükümlüyüm ben. Eşit derecede çalışkan olan herkes, eşit derecede başarı kazanır.
ÇABALAMAK İLE İLGİLİ SÖZLER
Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin.
İnsanın kanadı, gayretidir.
Ne kadar çaba o kadar zenginlik.
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret!
Elde etmek mükafatını kazanamasam bile, o işte işe girişmiş olmak şerefine ererim.
Kazanmak her şey değildir, ama kazanmayı istemek her şeydir.
Elinizden geleni yapın. Hayatı bazen boşa harcıyor olsak dahi, uğraşmaya değer.
Sağır bir adamın kapısını ömür boyu çalsan ne fark eder ki?
Güçlü olmalısınız, kendi gücünüze inanmalı ama gerçekten güçlü olmak için çabalamalısınız.
D Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Dağ ardında olsun da, yer altında olmasın: Yaşasın da uzakta olsun.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir: Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.
Dağ başından duman eksik olmaz: Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.
Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz: Aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur: Ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar: Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.
Dağ, ovanın süt anasıdır: Ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır.
Dam dolusu tükenmiş, damlayan tükenmemiş: Az da olsa sürekli gelir, ne denli çok da olsa, giderek tükenen hazırı yemekten daha iyidir.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı: Yersiz ve saçma sözler karşısında söylenen bir söz.
Damdan düşen damdan düşenin hâlinden (hâlini) bilir: İyi bir durumdayken kötü duruma düşen kimse, başına aynı durum gelen kimsenin derdini iyi anlar.
Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış: Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.
Damlaya damlaya göl olur: Azar azar olagelen şeyler birikerek önemli bir niceliğe ulaşacağı için küçümsenmemelidir.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz: Kötü gereçle iyi iş görülemez.
Davetsiz gelen döşeksiz oturur: Çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir.
Davul dengi dengine diye çalar: Evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir: İşin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
Değirmenden gelenden poğaça umarlar: Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir.
Deli deliyi görünce çomağını (değneğini) saklar (gizler): Saldırgan kimse, kendisi gibi birine saldırmaktan çekinir.
Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun: Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
Delikli boncuk (taş) yerde kalmaz: Az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur.
Deliye taş atma, başını yarar: Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.
Demir ıslanmaz, deli uslanmaz: Her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir özelliği vardır.
Demir nemden, insan gamdan çürür: Nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.
Demir tavında dövülür: Her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.
Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz: Her denizde az çok dalga bulunduğu gibi her gönülde de bir sevda vardır.
Deniz kenarında dalga eksik olmaz: İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır.
Denizdeki balığın pazarı (pazarlığı) olmaz: Henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz.
Denize düşen yılana (yosuna) sarılır: Güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır.
Derdi veren devasını da verir: Her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.
Derdini söylemeyen (saklayan) derman bulamaz: İnsan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir.
Dereyi (çayı, ırmağı) geçerken at değiştirilmez: Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.
Dert, çekene göredir: Bir derdin ağırlığı, hafifliği ona uğrayan kimsenin etkilenme derecesiyle ölçülür.
Dert gider amma yeri boş kalmaz: İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir.
Dert gitmez, değişir: İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir.
Dervişin fikri ne ise zikri de odur: İnsan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendini alamaz.
Deve boynuz ararken kulaktan olmuş: Elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.
Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz: Gerekli niteliklerden yoksun olan kişi, biçimsel işler yapmakla kişiliğine değer kazandıramaz.
Deveden büyük fil var: Herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili biri mutlaka vardır.
Devenin derisi eşeğe yük olur: Zengin ne kadar fakir düşse de yoksula göre yine varlıklıdır.
Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez: Herkesin gözü önündeki bir olayı şöyle böyle yorumlarla gizlemeye çalışmak boşunadır.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur: Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.
Devlet adama ayağıyla gelmez: Zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çabalamakla elde edilir. (devlet: Talih.)
Devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır: Bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere yapıyorlar diye yorumlar. (devletli: Yüksek rütbeli kişi.)
Dibi görünmeyen sudan geçme: Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Dibi görünmeyen tastan su içme: Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Diken battığı yerden çıkar: Zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir.
Dikensiz gül olmaz: İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.
Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur: Kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez.
Dile gelen ele gelir: İnsanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o işi gerçekleştirirler.
Dilenci bir olsa şekerle beslenir: Yardım bekleyen bir tane olsa umduğundan aşırı şeyler verilerek sevindirilir ancak bunların sayısı çok olduğundan hepsine aynı cömertlik gösterilemez.
Dilencinin torbası dolmaz: Şundan bundan yardım dileyerek geçinmeye çalışanların istekleri bitmez.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim: Kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.
Dilin kemiği yok: İnsan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.
Dille düğümlenen, dişle çözülmez: Verdiği sözü yerine getirmeyen kişi, sebebi sorulduğu zaman kendini savunmakta zorlanır.
Dinsizin hakkından imansız gelir: Acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir.
Doğan anası olma, doğuran anası ol: Bir çocuk, annesinin değerini ancak kendisi de çocuk sahibi olduktan sonra anlar.
Doğru bilinmeyince eğri bilinmez: Doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her ikisini de bilmek, tanımak gerekir.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz.
Doğru söz acıdır: Eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.
Doğru söz yemin istemez: Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.
Doğruluk minarede kalmış onun da içi eğri: Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.
Dokuz at bir kazığa bağlanmaz: Bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.
Dost acı söyler: Yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.
Dost ağlatır, düşman güldürür: Dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir.
Dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme: Alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.
Dost başa, düşman ayağa bakar: İyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir.
Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur: Dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt.
Dost dostun ayıbını yüzüne söyler: Gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır: Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.
Dost (iyi dost) kara günde belli olur: Gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz.
Dostluk başka, alışveriş başka: İki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez.
Dostun attığı taş baş yarmaz: Dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez.
Duvarı nem, insanı gam yıkar: Nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz: Ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.
Dün öleni dün gömerler: Bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.
Dünya malı dünyada kalır: İnsan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez, bu nedenle gerek kendisi için gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır.
Dünya ölümlü, gün akşamlı: Hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur: Bu dünyada tasasız olan insan yoktur.
Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir: Birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez.
Düş uykudan sonra olur (gelir): Bir işin temeli gerçekleşmedikçe ayrıntılarına sıra gelmez.
Düşenin dostu olmaz: Varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
Düşmanın karınca ise de hor bakma: Düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.
Düşmez kalkmaz bir Allah: İnsanların talihsizliklere uğraması olağandır.
DERS ALMA İLE İLGİLİ SÖZLER
Her olayda öğrenilecek bir şey vardır; akıllı insan kendini suçlamak yerine, "bu olaydan ne öğrenebilirim?" diye düşünür.
Başkalarının hatalarından ders almaya çalışın, çünkü kimsenin ömrü, hatalar işleyecek kadar uzun değildir.
Yaşamın bana verdiği iki ders; çevreni gittikçe daralt, gereksiz kalabalıkların seni üzmesine izin verme.
Bir insan değişmeye başlamışsa, ya hayattan iyi bir ders almıştır, ya da çok acı çekmiştir.
Genellikle en büyük dersleri, en basit ve günlük olaylardan alırız.
Başkalarının acılarından, geçmiş felaketlerinden ders alanlar, gerçekten mutlu kişilerdir.
Geçmişi hatırlamayanlar onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.
DEĞİŞİKLİK İLE İLGİLİ SÖZLER
Tam bütün cevapları bulduğunu düşünürsün, sorular değişir.
Yolunu değiştirmeden gittiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur.
Bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir.
Değişiklik yapmakta başarılı olanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır.
Düşüncelerini tümden değiştir ve dünyan değişsin.
Eğitim, dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silahtır.
Yarının bugünden iyi olmasını istiyorsan şimdiden değişik bir şeyler yapmalısın
Tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.
Eğer bir şeyi beğenmiyorsan değiştir. Eğer onu değiştiremiyorsan bakış açını değiştir.
Açıklamak, değiştirmek için dünyayı; birlik, umut, kavga gerek insanlara.
DEĞER VERMEK İLE İLGİLİ SÖZLER
İyi ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir. Bu suretle birincisini iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin.
Hiç kimseye değerinden fazla değer verme ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin.
Sakın kendine verdiğin değeri sana vermeyenle arkadaş olma.
Dinlemek, karşıdakine "sen varsın, sana değer veriyorum" demenin en kestirme yoludur.
Dinlemek, çocuğunuza kendini değerli hissetmesini sağlayacak en önemli yöntemlerden biridir. O yüzden; çocuğunuza kulak verin, yüz değil!
Hayallerinizi aşağı gören insanlardan uzak durun. Küçük insanlar bunu her zaman yapar. Ama gerçekten büyük insanlar kendinizi de büyük hissettirirler ki bu da öyle olmanızı sağlar.
Bir çiçeğe fazla su verirsen çürür. Bir insana gereğinden fazla değer verirsen kudurur.
Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder